Bir süre öncesine kadar sadece
Kadınlar Günü diye anılırdı. Artık düzeltiliyor Emekçi Kadınlar Günü diye! Ancak gerek yok, çünkü emekçi olmayan kadın
mı var şu dünyada?
Bir kadın olarak her sene olduğu gibi,
bu sene de kutlamadan çok, kıyısından köşesinden tüm kadınların ufaktan da olsa
maruz kaldığı ayrımcılıkların, dayatmaların yasını tutuyorum.
Yanlış anlaşılmasın! Artık
toplumun bir dayatması haline gelen cinsiyet rollerinin altında kadın, erkek tüm
insanların ne kadar ezildiğini gördükçe hemcinslerim için olduğu kadar erkekler
için de üzülmemek imkansız. Ancak ben bir kadın olarak bugün kendi cinsimin
gözlüğünden hislerimi paylaşacağım.
Aslında sadece bazı alıntılar
yapmak istiyorum. Bir kadın olarak günlük yaşantımda doğrudan şahsıma
yöneltilmiş laflar değil. Ancak günlük diyaloglarda kadınları hırpalayacı,
aşağılayıcı o kadar sözümüz var ki! Belki farkına varmıyoruz ama en eşitlikçi
geçinenler bile duyarsızlaşmış artık bunlara. Ama ben bir kadın olarak çoğu
defa -farkına varmadan karşımdaki- aşağılandığımı hissettim bir kadın olarak.
Sık duyulan bir sözdür belki çok
önemsemiyoruz artık, hata bir gerçek olarak kabullendik bile, ama ne zaman bir
taksici “kadın şöför işte!” dese, omuzlarım düşüyor ve “hiç araba
kullanmamalıyım” diyorum kendi kendime. Çünkü kadınım ya, zaten beceremem.
Baksana bu kadar erkek şöför yanılıyor olabilir mi?
İş küfür etmeye geldi mi?
Karşınızdakinin ailesindeki kadınları hedef alarak çok etkili olabiliyorsunuz.
Hani cennet anaların ayakları altında ya, kavga/küfür sırasında da analar
ayaklar altında...
Kadınlar için “Erkek gibi!” kadın
derler, iltifattır bu. Nadiren dişiliği yok anlamında kullanılsa da, çoğunda
iltifattır asıl amaç. Tuttuğunu koparan, güçlü kuvvetli, kararlı, vs vs...
Erkekler için “Karı gibi!”
derler. Kadın bile değil. Olduğum şey
bir hakarettir, hatta yerinde kullanırsan en okkalı küfürden bile beter eder “erkek”
adamı. Karı gibi kıvırtırmamalı, “karı” gibi dırdır etmemeli, “karı” gibi
ağlamamalı... “karı” gibi gülmemeli...
Kendinizi hanımların yerine
koyun. Diyelim ki adınız Z. Tüm ülke (dünyayı karıştırmıyorum bu konuda biraz
yerel kuvvette) birilerine sizin adınızı kullanarak hakaret edebiliyor. “Z misin oğlum sen?!”
Etek giymek neden büyük bir
iddiadır erkekler için? Zaten şort, hatta yazın haddini geçip speedo giyip
bacak vs ne varsa göstermiyor mu beyler? Etek giymenin tam olarak nesi
aşağılayıcıdır söyler misiniz? Ya da sadece sessizce düşünün? Buldunuz mu?
Peki hiç yanınızda herhangi bir
eşya için “kız gibi” deyimi kullanıldı mı? Bir gün çalııştığım yerdeki asansöre
bindim. İki bina görevlisi de benimle beraber asansöre girdi. Biri sordu “asansör
bozuktu hani, tamir etmişler?!”, diğeri asansörün düğme panelini avuç içiyle
hafif sıvazlayarak “bakım yaptılar, kız gibi oldu kızzz!” dedi. Bir an
asansörle oracıkta sevişecek sandım!
Bir eşyanın “kullanılmamış” veya “kullanılmamıa
yakın” olduğunu ifade etmek için de ağza alınabilir benim cinsiyetim. Siz hiç bu
ifadeyi kullandınız mı? Bir araba ya da motorsiklet için? 2. El herhangi bir
eşya için? Burada araba veya asansöe benzetilmek değil mevzu, anlamayan için söyleyeyim.
Siz kullanılabilir bir şeysiniz kadın olarak. Kullanılmamış halinize “kız”
denir! Evlenirken kırmızı kuşakla paket yapılırsınız... belinizden... kutusunda
sıfır demektir L
Farklı anlamlarda kullanıldığı yörelerde var elbet, ancak genel konsept bu...
Gelin dedim de aklıma geldi. Pastırmayı gelin gibi dizmek
nedir bu arada? Son günlerin uzmanlık sorusu? :) Bütün reklam boyunca pastırma kelimesini duymadı bile kulağım, o lafı duyduktan sonra takıldım kaldım.
Biscolata erkekleri olay oldu bir
süre. Bir kadın olarak yıllardır beni etkilemek üzere yapılan tüm reklamların
mutfak başta olmak üzere evin bir köşesinde geçmesi, ürünlerin temizlik veya
kuaför için daha fazla zaman kazanma anlamına gelmesinden bana gına gelmişti.
Bize layık görülen yegane erkek modeli Mr Muscle iken kim nasıl sorabilir Türk kadınları iş cinsellik konusuna gelince niye bu kadar tutucu veya frijit diye? Biscolata erkeklerini beğenen ya da izleyen tüm kadınlar “azmış” ya da (affınıza sığınarak) “motor” olarak etiketlenirken ve daha bin türlü aşağılamalar ve ayıplamalarla karşılaşırken, erkek odaklı reklamlardaki o bol makyajlı, işveli cilveli kadınlar gibi olamadıkları gerekçesiyle aldatılıp terkedilmiyorlar mı? Anne olacaksın, evin namusunu sen taşıyacaksın, Biscolata reklamı izleyeceksin ama kılın kıpırdamayacak, içinde olmayacak yani! Söküp atacaksın!
Bize layık görülen yegane erkek modeli Mr Muscle iken kim nasıl sorabilir Türk kadınları iş cinsellik konusuna gelince niye bu kadar tutucu veya frijit diye? Biscolata erkeklerini beğenen ya da izleyen tüm kadınlar “azmış” ya da (affınıza sığınarak) “motor” olarak etiketlenirken ve daha bin türlü aşağılamalar ve ayıplamalarla karşılaşırken, erkek odaklı reklamlardaki o bol makyajlı, işveli cilveli kadınlar gibi olamadıkları gerekçesiyle aldatılıp terkedilmiyorlar mı? Anne olacaksın, evin namusunu sen taşıyacaksın, Biscolata reklamı izleyeceksin ama kılın kıpırdamayacak, içinde olmayacak yani! Söküp atacaksın!
Şöyle bir bakınca kadınların depresyondan muzdarip olması
aslında çok da şaşırtıcı değil... Hem dünyayı ayaklarımızın altına serin, sonra
da bir anda hoop diye çekin her şeyi yine ayaklarımızın altından... Olmak
istediğimiz kişi olamadığımız gibi, ne olmamız istendiği de çok değişken
olduğundan bir türlü tutturamıyoruz rolü. Kadın olmak aslında çok kişilikli
olmayı gerektiriyor. Hani var ya, sokakta hanımefendi, mutfakta ... diye
gidiyor., aynen öyle işte...
Bir gerçek var apaçık ortada... Kadın mutsuz olunca erkek de mutsuz oluyor, çocuk da... O yüzden hani erkek evin direği diyorlar ya, o öyle değil...
Eğer olmak istediğiniz gibi olmayı tercih ederseniz de kulaklarınızı tıkayacaksınız etrafa... Olmak istediğiniz gibi olun... Yeter ki mutlu olun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder